75 saniyede değişen hayat! Korkusuzca uyudukları yeri bir bildiriyle buldular

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Türkiye 6 Şubat sabahına 11 ili sarsan sarsıntı felaketiyle uyandı. 75 saniye süren birinci zelzelede hayatları değişenler ortasında Kahramanmaraşlı Marangoz ailesi de var. Gökhan Şamil Marangoz, Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Maliye Kısmı mezunu ve bir reklam firması sahibi. Eşi Fatma Kocahan Marangoz ise aile doktoru. 17 yıldır evli olan çiftin 13 ve 16 yaşlarında iki çocuğu bulunuyor. Gökhan Şamil Marangoz sarsıntı sonrası kendilerini bir anda sokakta bulan ailesinin ve kendisinin yaşadığı o anları, “Tam bir çaresizlik ortamıydı. İletişim, elektrik, su, yiyecek yoktu. Trafik kilitlenmişti, hava karlı ve soğuktu. Etrafımız ise ne yapacağını bilemeyen beşerlerle doluydu” diyerek anlattı.

ARABADA RADYOYU AÇINCA HER ŞEYİ ANLADILAR

Olayın şokunu atlatır üzere olunca birinci iş otomobiline ulaşan Marangoz ailesi çabucak radyoyu açtı. Haberler de duydukları şeyler vahimdi, o anda yaşanan olayın vahametini anlayabildiler. Akraba, eş, dostun güzel olup olmadığı tasası ile hayatta kaldıklarına, binalarının çökmediğine sevinmek ortasında kalan aile, hayatın durduğunu anladıklarında tıpkı sitede komşusu olan kardeşi Göksel ile anne ve babasını da yanlarına alarak kardeşinin firmasının ayarladığı otele yanlışsız yola çıktı. Yollar hasar görmüştü ve çok trafik yoğunluğundan da tıkalıydı. 7 saatte Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine gelebildiler. “Hava muhalefeti o denli bir boyuttaydı ki Pınarbaşı- Kayseri ortasını belgesellerde görülebilecek bir kar fırtınasının içinde nasıl geldik inanın bilmiyorum” diyen Gökhan Marangoz ve ailesinin istikameti Konya’ydı lakin yollar kapalı olduğundan Nevşehir’de bir otele yerleşmek zorunda kaldılar. Ailelerini inançlı bir yere yerleştirince de iki kardeş zelzele bölgesine dönerek ellerinden geldiğince arama kurtarma faaliyetlerine katılarak hemşehrilerine yardımcı olmaya çalıştı.

‘KENDİ KARAVANLARINI BİZE VERMEK İSTEDİLER’

Bu ortada hekim olan eşi aile sıhhati merkezinde vazifeye başlaması gerekince, Gökhan Marangoz ailesinin itimatla kalabileceği bir yer için tahlil arayışına girdi. Aklına birinci gelen ise karavan ve karavan tahsisiyle ilgili iletiler oldu.Hemen toplumsal medyadaki bir karavan kümesinde durumlarını anlatan bir paylaşımda bulundu. Çok olumlu ve acılarını paylaşan dönüşler alan aile, birçok kişi tarafından arandı. “Yardımsever arkadaşlara bu vesileyle de ayrıyeten teşekkürlerimi iletmek istiyorum” diyen Gökhan Marangoz, “Osman Başaran Beyefendi Konya’dan aramıştı. O denli hoş karşıladı ve bizimle o denli hoş ilgilendi ki ona özel bir teşekkür etmek istiyorum. Kendi karavanını bize tahsis edecekti lakin talebim üzerine bize satmayı kabul etti, hem de epey uygun kurallarla. Kardeşime ve ağabeyime karavan almamızda da yardımcı oldu. Memleketimiz Kahramanmaraş’ta birçok arkadaş, eş, dost kaybımız oldu. Osman Beyefendi üzere dost ve hoş insanları maalesef sarsıntı nedeniyle tanımak nasip oldu. Kendisi ve arkadaşlarının zelzele bölgelerine yardımlarını ve organize etmek için gayretlerine şahit oldum. Tanıdığım için çok memnunum” diye konuştu.

‘KORKUSUZCA UYUYABİLDİK’

Gezmeyi ve doğayı seven Marangoz ailesi, her yıl fırsat buldukça seyahat ve tatil planları yaptıklarını lisana getiriyor. “Çocuklarım ve ben çadır kampını da ayrıyeten severiz. Fakat titiz ve böcek fobisi olan eşim ne yazık ki ya birtakım çadır kampı seyahatlerimize katılmaz ya da otomobilde yatma kaidesiyle katılırdı” diyen Gökhan Marangoz şunu da ekledi: “Çocuklar için heyecan verici olacağını biliyordum fakat eşim tarafından bu kadar çabuk kabul edileceğini iddia edemedim. Esasen düşününce imkansızlıkların tavan yaptığı bu periyotta en konforlu barınma seçeneği karavan üzere görünüyordu. Benim karavan aldığımı ve artçıların geçip hayatın olağana döneceği periyoda kadar karavanda ikamet edeceğimi duyan yakınlarım da hem inançlı barınma açısından onayladılar hem de kendileri de karavan almak istediler.”

Karavanı mecburi olarak barınma hedefli kullandıklarını lisana getiren Gökhan Marangoz, “Daha çok avantajlı kısımlarına odaklanıyoruz, daha doğrusu odaklanmamız gerekiyor” deyip karavan ömrüyle şu ilgili bilgileri verdi:

“Sitemizin yanında bulunan inançlı açık alana park ettik ve korkusuzca uyuyabiliyoruz. Güneş gücü paneli ve akü taktırdığımız için ışık ve elektriğimizi karşılayabiliyoruz. Webasto denen, kullanımı epeyce pratik ve ekonomik olan motorin ile çalışan bir aygıtla ısınıyoruz. Karavanımız içerisinde bulunan ocaklar sayesinde yemek yapabiliyor, çay demleyebiliyoruz. Küçük buzdolabında yiyeceklerimizi koruma edebiliyoruz. Duş kısmında yıkanabiliyoruz ve portatif bir tuvaletimiz var. Ranzada çocuklar kalıyor. Karavanın ön tarafında bulunan oturma kısmının çift kişilik yatağa dönüşebilme özelliği sayesinde dört kişilik çekirdek aile olarak rahat bir halde yatabiliyoruz. Karavanın içerisinde bulunan küçük bölmelere ufak tefek eşyalarımızı koyabiliyoruz. Karavanımızı aracımızın çeki demirine takıp istediğimiz yere götürebiliyoruz.”

‘RÜZGARDA SALLANINCA SARSINTI SANDIK’

Gökhan Marangoz, karavanın dezavantajının çadır ve konteynerlere nazaran epey küçük bir alanda barınmak olduğuna dikkat çekiyor. “En azından benim karavanım bu türlü yani 8 metrekare bile değil” biçiminde konuşan Marangoz, “Tuvalet gereksiniminizi için portatif tuvalet berbatın güzeli. Duş gereksiniminiz karavanın su deposundan hidrofor yardımıyla çekilerek iletildiği için tazyikli bir su alamıyorsunuz. Lakin banyo gereksiniminin çok değerli olduğu, şebeke suyuyla bile banyo yapmanın egzama yahut gözlerde hastalık yaptığı bu periyotta bunu dezavantaj olarak belirmekte tereddüt ettim. Bunu olağan koşullarda değerlendirirsek bir dezavantaj olduğu gerçeğini de paylaşmak istiyorum” dedi.

Karavanda en çok zorlayan hususun kuvvetli rüzgarlarda sallanmalar olduğunu lisana getiren Gökhan Marangoz, “Çekme karavanlar içinde hareket ettiğinizde ya da kuvvetli rüzgarda kısmen sallanıyor. Birinci birkaç gün bu sallantılar zelzele sarsıntılarını yaşadığımız için biraz bizi huzursuz etti. Yattığım yerde dönünce hafif bir sallantı bile uykumun bölünmesine neden olmuştu. Bence genel ve kıymetli bir zorlanma konusu ise çekme karavanlar araçlara römork üzere bağlandığı ve ismi üstünde çekilerek götürüldüğü için birinci etapta hem otomobilin hem de sizin alışmanız gerekiyor. Muhakkak sürat ve ani fren yapmaktan kaçınmalısınız. Bilhassa geri gitmeniz gerektiğinde çok zorlanacağınızı düşünüyorum. Ben hâlâ zorlanıyorum” detayını paylaştı.

‘İLK BİRKAÇ GÜN HAYATİ KIYMETE SAHİP’

Karavanın donanımlarının tam vakitli bir ömür için kâfi olup olmadığına da değinen Marangoz, “O kadar çok gereksiz şey hayatımızı işgal ediyormuş, o kadar gereksiz şeylere mana yüklüyormuşuz ki hem yaşadığımız bu felaket hem de karavan hayatı bize bu durumu çok güzel kavrattı. Ben kâfi olduğunu düşünüyorum ve ufak tefek adaptasyon sıkıntımıza karşın şükredip ailecek hayatımızı idame ediyoruz” şeklinde konuştu.

“Karavanın, meskenin alternatifi olduğunu düşünmüyorum” diyen Gökhan Marangoz, “İdeal olanı hem bir konut hem de karavanınızın olması üzere geliyor bana. Fakat konfor imkanlarını artırarak örneğin daha geniş kullananların daha şad olduklarını duyduğum motokaravana geçersem o vakit fikrim değişebilir. Artık sanırım uygunca kanıksadık ya da kanıksamak zorunda olduğumuz bir gerçek var: Ülkemiz bir sarsıntı ülkesi. İmkanınız varsa ya da zorlayarak bahçenizde bir karavanınızın olması çok değerli. Zelzele anında ve bilhassa birinci bir kaç gün hayati ehemmiyete sahip. Üstelik tüm artçılar ve olumsuz şartlar geçene kadar göçebe bir hayat yaşamak zorunda kalmayacaksınız. Makûs hava kaidelerinden korunacak, başınızı sokacak bir yere sahip olacaksınız” ifadelerine yer verdi.

‘EV HAYATINDA BİRÇOK GEREKSİZ PROBLEMLE VAKİT KAYBETMİŞİZ’

İnsanın her şeye alıştığına vurgu yapan Gökhan Marangoz, “Zorlukları gözünüzden büyütmek yerine ondan keyif almanın yolunu arayın. Olumlu tarafları ve sizden çok daha sıkıntı durumda olan insanları düşünün. Daha pratik ve daha öz bir hayatı yaşadığınızı vakitle anlayacaksınız. Mesken hayatında karşılaştığınız problemleri düşününce birçok gereksiz problemle uğraştığınızı, ertelenebilir ya da büsbütün lağvedilebilir şeylerle vakit kaybettiğinizi anlayacaksınız. Hayat alanı metrekare bazında küçüldüğü için ailenizi daha sık görecek, daha hoş vakit geçirecek, daha yakından tanıyacaksınız. En kıymetli şeylerden birisi de toprağa daha yakın olacak, adımınızı attığınızda yere basabileceksiniz” yorumunda bulundu.

‘UYGUN FİYATLI İLANLA KAPORA İSTEYEN DOLANDIRICILAR VAR’

Şu an etrafında birçok kişinin karavan hayatına geçmenin yollarını aradıklarını söyleyen Gökhan Marangoz, karavan taleplerinde yoğunluk olduğu için karavan bulmanın da oldukça güç olduğunun altını çiziyor. Birtakım fırsatçıların fiyatları fahiş seviyeye çıkardıklarını lisana getiren Marangoz, “Bir de dolandırıcılar türedi. Uygun fiyatla ilanlar verip önden cüzi kapora talep ediyorlarmış” diyerek şunları söyledi:

“Teslimatı yapmıyor, telefonu kapatıyor ya da dönüş yapmıyorlarmış. Bu yüzden asla kapora göndermesinler. Ucuza buldum, diğerine satılmadan ben bağlayayım diye bir fikirle hareket etmesinler. Yerinde görsünler ve anlaşıp o denli ödeme yapsınlar. Buradan sizin aracılığınızla karavan üreticilerine seslenmek isterim. Bölgemizde konteyner kentler yapılmaya, yetiştirilmeye çalışılıyor lakin milyonlarca insanın muhtaçlığı var. Kısa bir müddette bu muhtaçlık karşılanabilecek üzere durmuyor. Üstelik otellere yerleşen çok sayıda depremzede var. Tatil döneminin açılacağı önümüzdeki birkaç ay sonra ve Ramazan Bayramı, seçimler üzere özel durumlardan ötürü bölgeyi terk eden birçok depremzede geri dönmek isteyecek. Bu yüzden karavan muhtaçlığı daha da artarak devam edecek. Lütfen üreticiler karavan üretmeye kapasitelerini artırarak devam etsinler.”