En büyük acı çaresizlik!

Namık Durukan / Cem Tekkeşinoğlu – Kahramanmaraş’ta zelzele sonrası açıkta kalan aileler için AFAD ve istekli kuruluşlar, kentin bir çok noktasında çadır kentler ile konteyner kentler kurdu. Sütçü İmam Üniversitesi Karacasu yerleşkesinde heyetimi tamamlanan bin 400 konteynerden oluşan konteynerkent depremzedelere tahsis edildi. Aileler oda, mutfak, banyo ve tuvaletin yer aldığı konteynerleri beklediklerinden daha düzgün bulduklarını belirterek, sıcak bir ortama kavuşmalarınının acılarını hafiflettiğini söyledi.

Milliyet’in ziyaret ettiği Sütçü İmam Üniversitesi Avşar yerleşkesindeki çadır kentlere yerleşen aileler, gün içinde bir yandan barınma ve yiyecek gereksinimlerini karşılamak için dağıtılan yardım kuyruklarına girerken öteki yandan olumsuz hava koşullarına hazırlık için çadırlarını güçlendirmeye çalışıyor. Tuvalet, banyo muhtaçlıklarının yanısıra kirli çamaşırlarının yıkanması için de kuyruğa girmek gerekiyor. Depremzedeler, hastanelerde tedavileri devam eden yakınları için gün içinde hastane-çadır kent ortasında mekik dokuyor.

Çadırda geceler soğuk

Kardeş Azerbaycan devleti tarafından kurulan çadır kentte Kahramanmaraşlılar ile büyük kısmı ilçelerden gelen Suriyeli aileler de barınıyor. Kahramanmaraşlı aileler yerleşkenin sağında Suriyeli aileler ise daha çok kapalı spor salonu ile yerleşkenin iç bölümlerine kurulan çadırlarda kalıyor. Çadırlar soba ve elektrikli ısıtıcılarla ısıtılıyor. Kampta yakacak olarak daha çok odun kullanılıyor. Çadırlarda yaşayan ailelere konuk olan Milliyet takımı, gece ömürlerine tanıklık etti. Akşam yemeği sonrası bir Suriyeli bir de Kahramanmaraşlı aileye konuk olduk. Yemek sonrası içilen çaylar eşliğinde yaşadıkları felaket ve sonrasında yaşadıklarını kendi ağızlarından dinledik.

40 yaşındaki Haysem Abdurrahman, bir çadırda beş aile 30 nüfus barınmaya çalıştıklarını söyledi. Suriye iç savaşı sonrası Halep’ten Türkiye’ye göç ettiklerini anlatan Abdurrahman, Elbistan’da kurdukları yeni hayatın zelzeleyle dağıldığını belirterek, “Bundan sonra ne olacağını bilemiyoruz. Yağmurlar başlarsa barındığımız çadırlarda büyük problem çekeceğiz. Zira bu çadırların altı toprak. Çadır şimdilik güzel lakin, korunaklı ve inançlı olması nedeniyle konteyner verilmesini bekleyeceğiz” dedi.

‘Yardımlarda gözle görülür azalma var’

Çadır kentte ikinci durağımız Muzaffer Bolat ve ailesinin kaldığı çadır oldu. Bolat, kızı Sinem Bolat’ın dört saat enkazda kaldıktan sonra kurtarıldığını söyledi. Konutunun ağır hasar görmesi nedeniyle çadırda yaşamak zorunda kaldığını anlatan Bolat, “Sorunlarımız çok fakat şimdilik başımızı koyacak bir çadır bulduğumuz için seviniyoruz. Memleketimizi terk etmek istemiyoruz. Durumun olağana dönmesi ve koşullarımızın güzelleştirilmesini bekleyeceğiz” dedi. Kampta hijyenin hala büyük sorun olduğunu belirten Bolat, “Banyo ve tuvaletlerin önünde kuyruklar oluşuyor. Birinci günlerde çok sayıda yardım kuruluşu, yemek servisi yapıyordu lakin şu anda gözle görülür bir azalma var. Birçok yardım kuruluşu bölgeden ayrıldı” dedi.

5 yaşındaki kızı kayıp

Depreme Elbistan’da yakalanan Hasan Hamdo, bir kızının enkazda ömrünü yitirdiğini 5 yaşındaki başka kızının enkazdan sağ çıktıktan sonra kaybolduğunu söyledi. Acılı baba, “Deprem sonrası konutumuz yıkıldı. Enkazdan ben, eşim Gofran ve 7 yaşındaki kızım Hayat’ı sağ kurtardılar. 3 yaşındaki kızım Hatice’yi kurtaramadık, enkaz altında öldü. 5 yaşındaki Kımız Şem’i sağ çıkardık, vazifeliler bana ‘kızın yaşıyor’ dediler. Annesi de ambulansa bindi lakin yolda indirmişler. Kahramanmaraş, Gaziantep, İskenderun ve Adana dahil bütün hastaneleri dolaştık lakin kızımı bulamadık. Meyyit ya da canlı kızımı bulmak istiyorum.”

Ayağı 2 kez kesildi

Muzaffer Bolat’ın yanıbaşındaki çadırda barınan yeğeni Ümit Korkmaz ise “Babamın bir ayağı kesildi. Çadırda bakamadığımız için Mersin Devlet Hastanesi’ne yatırdık. Buradan da Antalya’ya sevk edildi. Ayağı enfeksiyon kaptığı gerekçesiyle ikinci sefer kesildi. Kalçadan üçüncü ameliyat için sıra bekliyoruz. Annem Mürüvet için tabip ‘Ödem var, yürütün’ dedi. 10 gün onu yürütmeye çalıştık. Sinema çekildi ayağında kırık çıktı.”