Fenerbahçe’nin yıldızına sert çıktı! ‘Sorun olma yolunda’

Spor Toto Harika Lig’in 20’nci haftasında Fenerbahçe, Ümraniyespor deplasmanında 3 puanı 2-1’lik zaferle aldı. Sarı-lacivertlilerin galibiyetini spor müellifleri kaleme aldı. Fenerbahçe’nin deneyimli futbolcusu gösterdiği performansla, Ercan İnanç’ın reaksiyonunu çekti.

İşte Ümraniyespor – Fenerbahçe maçı sonrası yapılan değerlendirmeler…

SIÇRAYAN ÇEKİRGE / ERCAN GÜVEN

Peşindekiler ve peşinde olduğu kazanırken tüm kredisini geçtiğimiz altı maçın üçünde harcamış Fenerbahçe, Ümraniyespor’u ıkına sıkına yenerek yalnızca haftayı kurtardı, meseleleri öteledi. Skoru bilemem ancak oynadığı oyun yalnızca şampiyonluk yarışındaki rakipleri tarafından beğenilmiş olmalı.
Jesus’un sağ beke Ferdi’yi, sol beke Lincoln’u koyduğunu görenler, Fenerbahçe’nin hamlede çizgiye çıkacak savunması ile önde çoğalıp Ümraniye’yi erken tuşlayacağını sandılar lakin birinci yarının lakin birinci çeyreğinde baskın bir Fenerbahçe vardı.

Zor çözülen, her rakibine zorluk çıkaran Ümraniyespor karşısında Dünya Kupası öncesi nostaljisi ile başlayan Fenerbahçe’nin 9 ve 13. dakikalarda kaleci Orkun’a takılan mümkün gollerinden sonra işler bilakis döndü.
Çünkü rakip Ümraniyespor orta alanda basıyor, alan daraltıyor, topu kaybederse kalesi önünde çoğalmayı biliyordu. Hatta Fenerbahçe kalesini yokladıktan sonra önde kalan Ümraniyespor’lu çoksa, önde bile basıyordu Fenerbahçe’ye. Ne yeni bir oyunu vardı Fenerbahçe’nin ne de ezberindekini oynayabiliyordu.

Fenerbahçe’nin planlarından yalnızca biri işliyordu, o da Ferdi’ydi… Savunma, bindirme, dripling ne varsa yapan Ferdi, Fenerbahçe’nin topa sahip lakin aksiyonsuz dakikalarında topla rakip ceza alanına girip fırsat yaratan tek adamdı.
Sol bek Lincoln ise hiç de alışık olmadığı mevkiyi savunurken bir sarı kart gördü, az daha bir penaltı yapıyordu, hamleye katkı vermeye ise hiç fırsat bulamadı. Zira Ümraniyespor bilhassa onun kanadını kullanıyordu. Jesus değiştirene kadar sol bekte işe yaramadan yer aldıysa kendi hatası değil Lincoln’un.

Yerden kalkmayan İrfan Can ise bu gidişle yıldız değil sorun olma yolunda.
Jesus, rakibin maçı kilitlediğini Fenerbahçe’nin kilidi açamadığını görünce bu sefer 60 sonrası dakikaları beklemedi ve ikinci yarıya Crespo’nun yerine Emre Mor’u alarak başladı ki, önde adam eksiltip rakip kaleye yaklaşsın, ikili santrafor Valencia ve Batshuayi’yi yan ortalarla besleyemeyen kanatlar yerine topla buluştursun. Emre’nin yaptığı gösteriydi yalnızca.
Crespo çıkınca Ümraniyespor orta sahayı daha kolay geçer olduğunda imdada yetişen yeniden Ferdi idi. 

Aynı dakika içinde rakip kalede konum yaratmaya çalışan ve kendi kalesinde gole pürüz olan bir Ferdi vardı alanda. Beş yıldızlık oynadı, adeta kadrosu sırtladı.
Fenerbahçe gol atamadıkça Ümraniyespor’un direnci, hatta galibiyet iştahı arttı. Konut sahibinin direkten dönen şutu bile vardı Batshuayi’nin golünden az evvel.
Evet… Ümraniyespor’u bu galibiyet iştahı yaktı. Bütün kadro Fenerbahçe alanına yüklenirken Szalai’nin bir uzun pası Batshuayi’ye kolay atılacak bir gol sundu.

Tam da Fenerbahçe’nin farkı arttırıp skoru sağlama alacağı dakikalarda Fenerbahçe’nin yumuşak karnı savunma ardına atılan topları unutmayan Ümraniyespor’un Umut’un ayağından beraberliği bulması ile Fenerbahçe’nin geleceği kararmak üzereydi.
Neyse ki, maç bitmeden Ümraniyespor kendi kalesine gol atıp VAR onaylayınca ve Ümraniyespor’un son saniye golü VAR tarafından sayılmayınca üç puanı Fenerbahçe aldı. Ulusal piyango gibi!
Hak etti mi? Hayır. Haftanın çekirge misali sıçrayanıdır Fenerbahçe!

ZOR DOSTUM GÜÇ / ŞANSAL BÜYÜKA

Fenerbahçe dönem başındaki “hızlı atak – ön alanda – her alanda“ baskı anlayışını bıraktı, bilhassa son haftalarda yalnızca “pas“ oyununa, yani eski yıllara, taraftarının “bıktık artık, yeter“ dediği o faydası olmayan bıktırıcı paslara döndü…
Fenerbahçe maça iştahlı ve baskılı başladı… Lakin ver sağa- ver sola… Bir daha sağa- bir daha sola… Ortada bir ver geriye-at ileriye… Bu kadar pasa karşın, rakip savunmayı zora sokacak, tekrar rakip savunmanın ardına atılan tek kritik pas görmedik… Fenerbahçe bu kadar gereksiz pas yapınca, Ümraniye savunmasının yerleşik sistemi hiç bozulmadı…
Fenerbahçe tek kale oyununa ve topu daima ayağında tutmasına karşın bilhassa birinci yarıda kişisel hünerden iki durum buldu… Birincisinde Rossi‘nin uzaktan köşeye giden şutunu kaleci Orkun kusursuz çıkardı…

Sonrasında Valencia, ferdî hüneri ile rakip savunmayı “tespihe dizer“ üzere teker teker geçip kaleci Orkun ile karşı karşıya kaldı… Orkun’u da geçip golü atsa, dönemin gollerinden biri olurdu…
Fenerbahçe’de öne oynayan, kusursuz oynayan tek adam Ferdi oldu… Her topla öne oynadı, her topta rakip savunmayı zorladı… Valencia en hareketli maçlarından birini çıkardı… Lakin Batshuayi, bilhassa İrfan Can, ortada hiç görünmediler… Valencia atakta adeta tek başına kaldı…İlk yarının golsüz bitmesi, Ümraniye’nin maharetinden değil, Fenerbahçe’nin beceriksizliğinden kaynaklandı… Ümraniye‘de skoru  0-0‘da tutan tek adam kaleci Orkun‘du…

İkinci yarı birebir imaj ile başladı… Fenerbahçe Emre Mor‘un oyuna girmesi ile biraz daha hareketlendi… Lakin maçın gidişi, bir dakika geçmeden, hatta bir saniye geçmeden Zajc üzere rakip savunmanın gerisine sarkan, yeterli vuran bir oyuncu ile yaratıcı Arda Güler’i çağırıyordu… Lakin futbolun gerçeği, Jorge Jesus inadını bir türlü kıramadı…
Üstelik bu yarıda Ümraniye ekibi Fenerbahçe kalesinde görünmeye başladı… Bilhassa yan toplarda tehlikeler yarattı… Birçok konumda Ferdi çok kritik dokunuşlarla rakibin atak sonlandırmasına müsaade vermedi…

Futbol bu… Öngörüsü hiç yok… Ümraniye’nin şutu direkte patladı, o top döndü, dolaştı Batshuayi’nin ayağından Fenerbahçe’nin golü olarak Ümraniye ağlarına takıldı…
Bu dakikaya kadar ortada görünmeyen Batshuayi, golde topu denetim edişiyle, kaleci Orkun‘dan sıyrılışıyla, uzak köşeye vuruşuyla birinci sınıf üstün kalite bir gol attı…

Fenerbahçe golün sevincini yaşarken, emsal bir gol Ümraniyeli Umut Nayir’den geldi… Bu golde Umut Nayir”in becerisine  elbette tebrikler, lakin Samet‘in Umut‘u kaçırışı asla kabul edilemez…
Aslında Ümraniye’nin olağan mühletin son dakikasında kendi kalesine attığı gol, Fenerbahçe‘ye “piyango” üzere geldi… Yardımcı bu golde nasıl ofsayt bayrağı kaldırdı anlamadım… Bu gol öncesi Ümraniye lehine ‘faul var’ denilen duruma dikkatli bakıldığında topla Fenerbahçeli oyuncunun oynadığı çok açık görülüyor. Ümraniye’nin ikinci golünde de VAR bu kere hakem Abdülkadir Bitigen‘i kurtardı… Gol öncesi Glumac’ın Batshuayi‘ye faulü vardı, Bitigen oynattı, o top gitti gol oldu… VAR tekrar devreye girdi, bu sefer Bitigen‘i ipten aldı…

Ancak Fenerbahçe ismine bu iş bu türlü yürümez… Dönem başındaki “güçlü oyun – süratli hücum- her alanda baskı” asla yok… O vakit kalitenin devreye girmesi lazım, o da Fenerbahçe takımında yok… Bir Arda Güler var onun da Jesus‘u aşma talihi yok… Bu futbolla, bu anlayışla sıkıntı dostum sıkıntı…